23. Beyt

 

 

 

 

 

 

 

"Çü bir kaç hâl sebeb oldu Risale-i ."
"Çünkü Risale-i Kudsiyye'inin meydana gelmesine bir kaç hâl sebeb oldu."

 

"Zuhura geldi gelmeyen hayale."
"Hayale gelmeyen ,zuhura geldi."Burada anlamamız gereken bir incelik var.Beytimizde:"Zuhura geldi."fiildir. Bunun faili"Risale"dir .Ayrıca :Hayale gelmeyen"de ikinci bir faildir.

 

Her ne kadar bir fiilin iki faili olmasada ,olur diyenler de var .Bu görüş" Meâni "adlı kitapta geçer .Enbiya suresinin 3. ayeti kerimesinde de bunun örneği vardır.

"Ve zulmetmiş olanlar pek gizlice fısıltıda bulunurlar."

Bu ayeti kerimede : (وَاَسَرُُّوا )fiil ( واَوْ)fail (النَّجْوىَ )mefuldür.(اَلََّذِينَ ظََلَمُوا )içinde faildir diyenler olduğu gibi bedeldir diyenler de vardır..Bu risale'de böyle acayip hoş şeyler var .Daha öncede bunun benzerlerini gördük .İsmet Garibullah (kuddise sirruhu) :Türkçeyi, fasih bilmiyorum diye korkuyordu .Mevla Tealâ kolayını verdi hayaline gelmeyen ilimler zuhura geldi.

 

"Hususa rabıta aslî visale."
"(Risale-i kudsiyye'nin yazılmasına bir kaç husus sebeb olmuştur.)
Özelllikle de rabıtadır.Orabıta ki ,Mevla'ya kavuşmaya sebebtir".

 

Visal:Vasıl olma,kavuşma ayrılıktan kutulma manalarına gelir.
Burada Visale:"Mevlâ'ya ulaşmaya"demektir.

Hususa:Bâhsus demektir .Bâ: İle manasındadır.Bâhsus ,özellikle manalarına gelir .
Rabıta aslî:Rabıta kaidesi,demektir.

 

Ayrıca:
"Olubtur rükn-i azam cümle hâle."
"Rabıta,tarikatta meydana gelen hâllere en büyük temeldir."yani Rabıta temel,zuhur eden hâller de temel üzerine konulan binadır.

 

 

Rukn-i Azam:En büyük temel,
Hâl:Tarikata çalışırken meydana gelen ve gidenler demektir.

 

 

Bu vesveselerden nasıl geçilir?Rabıtaya devamla .
Vesvese lügatta:hışırtı,fısıltı gibi gizli ses demektir.Bu münasebetle gönüllerde hasıl olan gizli sözlere:"Vesvese"denir.

 

Meselâ:Bir talebemiz medreseye geldiğinde:"Ben ne yiyeceğim,nerede oturacağım."diye düşüncelere dalsa ,veya bir hanım:"ya kocam ölürse ben ne yaparım,ona ağır bir hastalık gelirse ben ne ederim."gibi kuruntulara kapılsa bunlar hep vesvesedir.İşte rabıta bu vesvesleri giderir.

 

Meselâ güneşe bir ayna tutsak güneşin ışınları o aynaya akseder o aynaya başka bir ayna daha tutsak birinci aynadaki güneş ışınları ikinci aynaya da akseder.İkinci aynada başka bir ayna tutsak o aynada akseder.İşte kalpler aynı bir ayna gibidir .

 

Sen ALLAH'ın nurunun aksettiği bir kalbe kendi kalbini çevirsen o kalbdeki nur da senin kalbine akseder.İşte kalpler Mevlâ'nın nurunu aksettirirler .O kalp aynası ki Mevlâ'nın nuru oraya geliyor onda artık çeşitli vesveseler kalırmı?

 

Her bir vesevese vahşi ormanlıkla,yanlız bir kayalık ,siz de onların içerisinde geziyor gibisindir.Amma Mevlâ'nın nuru kalbe parlayınca bütün bu gönüldeki kargaşalıklar yok olup gidiyor.Belki insan bidayette beceremez ama nihayette buna muvaffak olur biiznillâhi tealâ.

 

Hakk'ın olucak işler
(Olan işler hepsi Hakk'ındır).

Boştur gam-u teşvişler
(Öyle ise gamlanmak ve vesveselenmek boştur).

 

Ol hikmetini işler.
Mevlâ görelim neyler,Neylerse güzel eyler.

Mevlâ neylerse güzel eyler ,niye darlanıyorsun?Bir kimsenin:"Evi yandı,yıkıldı" yada meselâ:"Kanser oldu".denir.

Bütün bunların hepsi Mevlâ Tealâ'dan olunca daha gam çekmek vesveselenmek olur mu?.

Mevla tealâ tevbe süresinde buyuruyor ki :51.ayette

 

 

Mevla mü'min kuluna kuluna zararrına bir şey yapar mı?yapmaz.Bir anne evladın kötülüğünü ister mi ?istemez.Mevlâ bize annemizden de merhametli olduğuna göre,o hiç zarar yapmaz Kehf süresinde geçen olaylarda Hızır (aleyhisselam)geminin tahtasını niye koparmıştı?koca gemi kurtulsun diye.

 

ALLAH'u tealâ ya tevekkül etmek gerekirken bazı mü'minle olaylar karşısında bunu beceremiyorlar.Diplomacıların diplomalarına güvenmeleri gibi bir duruma düşüyorlar.

Annemin babası "Tufan "dedem vardı.Sofrada yemekler olduğu halde "Açtan öleceğiz"bunu ona cinler söyletiyordu,kendisi rahatsızdı.Önündeki yemekleri gösterip:"Hadi ye "diyorduk,o hala "Açtan öleceğiz"diyordu.

 

Hadi o vesveseli idi böyle söylüyordu ya size bize ne oluyor da ALLAH'a tevekkül etmiyoruz,Ona güvenmiyoruz,her şeyin hayırımıza olduğunu düşünmüyoruz.Ya Rabbi !bizlere tam bir tevekkül ver .Şeriat ,tarikat,Haikat ahlâkı ver Âmin.

 

Efendimiz (sallALLAHu aleyhi ve sellellem ) Buyuruyor:
"ALLAH'ın ahlâkıya ahlâklanın ."

 

Bu beyitleri iyi anlayalım: Rabıta yolu temellerin temelidir.O rabıta Mevla'ya ulaşma seyrin sebebidir .

 

(seyr:Mevlâ'ya yürüyüş,Mevlâ'ya bakış demektir.)

Sakın pâk çeşme olan rabıtayı terketme ki onunla varlık dağları yıkılsın.Artislere ,mankenlere,apartmanlara ve benzeri şeylere rabıta ediliyor.Bu olur mu?
Bir ALLAH dostuna rabıta et.Süreyi fatırda da Mevlâ Tealâ buyuruyor ki:

 

 

RABBİMiz soruyor cevabın kendisi buyuruyor.
Amerika,Çin Japonya hiç biri ne bir yiyecek ,ne de içecek yapamazlar.Yinede onların peşine gidiyorlar.

 

Kuran-ı Kerim'i hangi sıklıkla okuyoruz?

Her gün
haftada bir
Ayda bir
Önemli geceler de
Hiç okumuyorum