| ||||||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||
mekke medine canlıfacebook sayfasımız |
Vekalet Yolu İle Hacc06 Ekim 2011, 11:11 A.KARUL Ömer Nasuhi Bilmen'in Bedel (Vekâlet) Yolu İle Hac
1) Âmir (bedel gönderecek kimse) için hac farz olmuş bulunmalıdır. Farz olmadan niyabet yoluyla yapılan hac, bir nafile olur. Sonradan o bedel gönderene hac farz olunca tekrar hac edilmesi gerekir. 2) Âmir (bedel gönderen) bizzat hac etmekten aciz olmalıdır ve bu acziyeti de, naib tayin ettiği andan itibaren ölümüne kadar devam etmelidir. Onun için bir aralık acziyeti kalkmış olsa, bizzat hac etmesi gerekir. Daha önce niyabet suretiyle yaptırmış olduğu hac nafile sayılır. Âmâ ve yatalak olma halleri bu hükmün dışında kalır. Niyabetle bunların yaptırmış olduğu hacdan sonra özürleri kalksa, haccın yeterli olmasını engellemez. 3) Âmir, kendi adına hac etmesini naibe emretmelidir. Âmirin emri olmaksızın başkasının onu adına yapacağı hac yeterli olmaz. 4) Âmir, âdet üzere yol masrafını vermelidir. Onun için naib kendi malı ile hac ederse, kendi adına hac etmiş olur. Fakat kendi malından harcadığı mal, nisbet olarak âmirinkinden çok az ise, bu niyabet caizdir. 5) Âmir yapacağı niyabet için bir ücret şart koşmamalıdır. Bir ücret karşılığında hac eden kimse, kendi adına hac etmiş olur. Bu ücreti almaya hak kazanamaz. Çünkü hac, tam bir ibadet olduğundan ücret karşılığında yapılamaz. Şafiî ve Hanbelîlere göre hac ibadeti, niyabet kabul eden ibadetlerdendir. Bunun için hac veya umre yapmaktan aciz olan kimsenin, başkasına bir ücret karşılığında veya nafakasını karşılamak suretiyle hac veya umre yaptırması sahihdir.) 6) Âmirin verdiği mal, binitli olarak hacca elverişli olunca, naib binitli olarak hacca gitmelidir, isterse âmir piyade olarak gitmesine izin vermiş olsun. Aksi halde naib, harcayacağı malı âmirine borçlanıp âmirin binitli olarak hac ettirmesi gerekir. Fakat verilen mal binmeye elverişli değil ise, piyade olarak yapılan hac yeterli olur. 7) Âmirin vasiyet etmiş olduğu mal yeterli ise, vatanından hac edilmesi gerekir. Değilse, yeterli olacağı bir yerden hac edilir. 8) Naib hac işlerine başlamadan önce veya ihrama giderken âmir adına hac etmeye niyet etmelidir. Dili ile de: "Lebbeykallahümme Lebbeyk an fülanın..." diye telbiyede bulunmalıdır. Yalnız kalbi ile niyet etmesi de yeterlidir. 9) Naib, âmir adına bizzat hac etmelidir. Eğer bir engel sebebiyle başkasına para verip hac ettirirse, bu hac âmir adına sahih olmaz. Almış olduğu yol masrafını ödemesi gerekir. Fakat âmir, tayin etmiş olduğu naiba, "Başkasını gönder" veya "Dilediğini yap" diye izin vermiş olursa bu sahih olur. Çünkü bu durumda vekil hac için her yetkiye sahib bulunmuş olur. 10) Naib, haccını bozmamış olmalıdır. Şöyle ki: Naib, Arafat'da vakfe yapmadan önce zevcesi ile cinsel ilişkide bulunsa, haccını bozmuş olur. Artık sonradan kaza edeceği hac, âmir adına olmamış olur. Bunun için almış olduğu masraf bedelini âmire ödemesi gerekir. 11) Naib, âmire aykırı bir davranışta bulunmamalıdır. Âmir, ifrad haccı emretmişken, naib, umre veya kıran haccı veya temettü haccı yapmış olsa, âmir adına hac etmiş olmaz. Bu durumda aldığı yol masrafını ödemesi gerekir. 12) Naib, yalnız âmir adına hac için ihrama girmelidir. Biri kendi adına, diğeri âmir adına olmak üzere iki ihrama niyet etse, âmir adına haccı caiz olmaz. Ancak kendi adına olan ihramı bırakıp da âmir adına ihrama devam ederse, bu âmir için sahih olur. 13) Naib telbiyeyi yalnız âmir adına yapmalıdır. İki kişinin niyabetini kabul edip bunların adına telbiye ederse, hiç biri adına caiz olmaz. Almış olduğu masrafları öder. Fakat bunlardan yalnız birini tayin ederek ihramda bulunursa, onun için caiz olur, diğeri için olmaz. Bundan aldığı parayı ona öder. İki kişiden herhangi birini tayin etmeksizin ihrama girecek olsa, İmam Ebû Yusuf'a göre, yine niyabet sahih olmaz. Kendisi için nafile hac yapmış olur. İmam Azam'a göre, yapacağı haccı bunlardan birine ayırabilir. 14) Naib haccı kaçırmamış olmalıdır. Onun için başkası adına hac yapacak olan bir bedel, kendi işleri ile uğraşır da belirtilen senede hac yapamazsa, almış olduğu parayı sahibine öder. Fakat hastalık gibi elinde olmayan bir sebeble hac edemezse, almış olduğu bedeli geri vermesi gerekmez, yeniden hac etmesi gerekir. 15) Amirin tayin etmiş olduğu naib, âmir adına hac etmiş olmalıdır. Buna göre: "Benim adıma başkası değil, falan adam hac etsin," diyen bir âmirin emrine aykırı olarak o adam gerek hayatta iken, gerekse öldükten sonra başkasına hac ettirilecek olsa, bu hac âmir adına caiz olmaz. 16) Âmir ile naib, müslüman, akla sahib ve hac işlerini anlayacak durumda olmalıdır. Onun için bir müslüman gayrimüslimi ve bir gayrimüslim de müslümanı bedel tayin edemeyeceği gibi, bir akıllı deliyi ve bir deli de akıllıyı bedel yapamaz.
Bu haber 3014 defa okunmustur.
|
E-BÜLTEN ÜYELİĞİ_SAAT_NAMAZ VAKİTLERİ |
||||||||||||||||||||||||
Bu sitenin içeriği titiz çalışmalar ile hazırlanmaktadır. Kaynak gösterilmesi şartı ile çoğaltılabilir. Altyapy: MyDesign Haber Sistemi |