Ramazan-ı Şerif Ayında Seferi Yolculukta Orucun Hükmü

SEFERİ YOLCULUKTA ORUCUN HÜKMÜ

Ramazan ayında yolculukta orucun hükmü

Seferi sayılmak için şart olan mesafe, seksen bir buçuk kilometrelik bir yoldur.

Buna göre: kişi yaşadığı şehre veya kasabaya yahut köye bitişik bulunan binaları bitirdikten sonra, varmayı hedeflediği yere kadar en az bu kilometreyi katetmekte ise seferi sayılacağından bu esnada kılacağı dört rekatlık farz namazları ikiye indirir.

Bu Hanefi mezhebimizce bir zorunluluktur. Bu yüzden dört kılsa, Allah-u Te’ala’nın hediyesini rededen konumuna düşerek günahkar olur.

Ama oruç böyle değildir, zira:

“(yolculukta) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. Eğer ( Orucun sevabını) bilmekte olsaydınız (onu tercih ederdiniz)!” (bakara:184) kavl- şerifince, ramazan-ı şerif ayına denk gelen yolculuklarda oruç tutmak azimetle amel olur.

Fakat tutmayana da ruhsat vardır. Nitekim Enes (Radıyallahu Anh)’ın rivayetine göre:

“Bu durumda, sahabe-i kiramdan tutanlar da tutmayanlar da olmuştur. Kimse de kimseyi ayıplamamıştır.”

Zor yolculuklarda bu ruhsat kullar için büyük bir kolaylıktır.

Tabi ki memleketine döndüğünde, ramazan ayında tutamadığı günler sayısınca güne gün oruç borcunu ödemek zorunda olduğu:

“ Artık içinizden hasta yahut bir yolculuk üzere bulunan kişi, ( ramazan-ı şerif dışındaki) sayılı diğer günler (tutar)!” (bakara:184)

Şu da bilisin ki ; bu mesafeyi, yaya olarak yahut binek sırtında veya arabayla ya da birkaç saat içinde uçakla katetmiş olmak arasında fark yoktur.

Ancak gidilen yerde onbeş gece gecelemeye niyet edilmişse, bu günler zarfında başka yerler gezilse de, geceleri aynı mıntıkada kalınacaksa, o zaman seferilik kalkacağından, namazların dört kılınması, oruçların da vaktinde tutulması şart olur.