ANASAYFA KONU ARA FOTO GALERİ VİDEOLAR ANKETLER SİTENE EKLE RSS KAYNAĞI İLETİŞİM

Facebook Twitter Sayfamız

       

facebook sayfasımız

105. Mektup

105. Mektup

Tarih 21 Mart 2013, 16:38 Editör Çınar Erdoğan

* Hakîm Abdulkâdir'e yazılmıştır
* Hasta iyileşip hastalıktan kurtulmadıkça gıdanın ona kesinlikle fayda etmeyeceği



105. MEKTUP

 


  • ·         Hakîm Abdulkâdir'e yazılmıştır
  • ·         Hasta iyileşip hastalıktan kurtulmadıkça gıdanın ona kesinlikle fayda etmeyeceği

 

                Hekimler nezdinde sâbittir ki; hastanın hastalığı devam ettiği sürece, en değerli ve en güzel yiyecek de olsa gıda ona kesinlikle fayda vermez, hatta hastalığını daha da artırabilir.

                Dikkat edin! Hastaya ulaşan her şey hastalıktır.

                Bu sebeple hekimler önce hastalığı yok etme düşüncesiyle meşgul olurlar. Sonra hastanın, mizacına ve durumuna uygun gıdalarla kuvvet kazanması için çalışırlar.

                İşte kalp hastalığına yakalanan insanın durumu da aynı böyledir. Allah Teâlâ'nın buyurduğu gibi: "Onların kalblerinde hastalık vardır." (Bakara: 10)

                Dolayısıyla ona ne ibâdet ne taat hiçbir şey fayda vermez hatta zarar bile verebilir. "Nice Kuran okuyucuları vardır ki; Kuran onlara lanet eder." hadîsi meşhur bir hadistir. Ve ''Nice oruç tutan vardır ki; orucu açlık ve susuzluktan başka bir şey değildir.'' 2 hadîsi sahîh bir hadistir.

                Aynı şekilde kalp doktorları da önce hastalığın yok edilmesini emrederler ki; bu hastalık kalbin Hak Sübhânehû ve Teâlâ'dan başka şeylerle ilgilenmesinden ibârettir. Hatta insanın kendi nefsi ile ilgilenmesidir.

                Çünkü insan sevdiği ve istediği her şeyi kendi nefsi için ister ve sever. Çocuklarını severse kendi nefsi için sever. Mallar, reislik, makam ve mevkide de durum aynıdır. Hakikatte onun taptığı, nefsidir.

                Dolayısıyla insan bu bağlılıklardan kurtulmadıkça kurtuluş ümidine yer yoktur. O halde akıl sahibi âlimlerin ve basiret sahibi hekimlerin bu hastalığı yok etmek için kafa yormaları gerekir.

                               Anlayana bir işaret bile yeterlidir.

 

 

 

1              Deylemî, el-Firdevs, nr. 6323.

2              Benzer lafızlarla rivayeti için bk., İbnu Mâce, 1690; Ahmed, müsned nr. 9683; Dârimî, es-sünen, nr.2720, hâkim, el-Müstedrek, nr. 1581, Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, nr. 3249, 3333; Ebu Ya’la, nr. 6551; Taberani el-Kebir, nr. 13413

Bu haber 3678 defa okunmustur.

Mektubat-ı Rabbani

110. Mektup

* Şeyh Sadruddîn'e yazılmıştır * İnsanın yaratılışındaki maksadın sülûkü yerine getirmek ve Hak Teâl...

109. Mektup

* Hekîm Sadr'a yazılmıştır * Kalbin selâmeti ve masivayı unutmak
A.KARUL A.KARUL
NAMAZA BAŞLAMAK İSTİYORUM AMA ...? OKU
Meçhul Yazar Meçhul Yazar
Bir aşk hikayesi!
Taner ERDOĞAN Taner ERDOĞAN
Müstehcen NOTLAR - Kimi kandırıyoruz ?
Emrecan Er Emrecan Er
BENLİK DUYGUSU!

E-BÜLTEN ÜYELİĞİ

         

E-mail listemize adresinizi
ekleyin son eklenen 
konulardan haberdar  olun

_SAAT_

NAMAZ VAKİTLERİ

ANKET

Kuran-ı Kerim'i hangi sıklıkla okuyoruz?






Tüm Anketler

Bu sitenin içeriği titiz çalışmalar ile hazırlanmaktadır. Kaynak gösterilmesi şartı ile çoğaltılabilir.
RSS Kaynağı | Yazar Girişi | Yazarlık Başvurusu

Altyapy: MyDesign Haber Sistemi